Yeniköy
Akhilleus Tümülüsü’nün 2 km kuzeyinde yer almaktadır. 1915 yılında terk edilen Rum köyünün hemen bitişiğine 1951 yılında Bulgaristan göçmenleri tarafından kurulan Yeniköy, Milli Park içinde dinlenmek ve yemek yemek için en uygun yerdir. Yeniköy, büyük plajı, kumu ve temiz suyu ile bölgedeki en güzel sahillere sahiptir. Köyün içinden geçip güneye doğru ilerlediğinizde ulaşacağınız Papaz plajı, konaklama tesisleriyle oldukça rahat bir dinlenme ortamı sunar. Papaz plajına inmeden tepeden bakıldığında karşıda Bozcaada’yı çok net bir şekilde görebilirsiniz, aynı zamanda kıyının en ucunda, deniz fenerinin olduğu yer Beşik-Yassıtepe’dir. Beşik Yassıtepedeki kazı çalışmaları 1981-87 yılları arasında M. Osman Korfmann tarafından gerçekleştirilmiştir.
Tavaklı
Köyün deniz kıyısı Tavaklı İskelesi olarak adlandırılıyor. Turizm açısından gelişmiş sayılır. Şu anda bir iskelesi yok ancak geçmişte Tavaklı İskelesi’nden tekstil sanayiinde kullanılan Troya Meşesi palamudu ihracatı yapıldığı söyleniyor. Sahil boyunca birçok yazlık ev, birkaç otel ve bazı restoranlar bulunuyor. Deniz suyu alışmayan için soğuk sayılır. Ancak, ağaçlıklı, kumluk, güzel bir sahili var. Köyün isminin Tavuklu ve ardından olarak Tavaklı halini aldığı söylenegelmektedir. Bir diğer rivayete göre ise, gelin olup köyden ayrılan kızların en yüksek tepeye çıkıp tüm köyü ve etrafını seyretmesi adetinden dolayı köye “Duvaklı” denmeye başlanmış, sonra bu ad değişerek “Tavaklı” olmuştur.
Köyün ve çevre arazisinin çoğu engebeli ve zeytin ağaçlarının büyümesi için uygundur. Tavaklı ve düz çevresindeki başlıca tarımsal ürünler kayısı, armut, elma, şeftali, kavun, karpuz, domates, karnabahar, yeşil biber, fasulye, buğday, bakla ve bezelyedir. Bölgede badem ağaçları da yetişmektedir.
Kuruoba
Ayvacık ilçesine bağlı Koruoba Köyü’nün kayıtlı nüfusu 158 kişi, denizden yüksekliği 280 m. civarındadır. Kuruluşu 1800’lere kadar tarihlenen köyde tek tesis bir kahvehanedir.
Kösedere
Köyün kuruluşu tam olarak bilinmemektedir. Mezar taşları ve köydeki eski binalara bakıldığında 400-500 yıllık bir geçmişi olduğu sanılmaktadır. Kösedere, 800 civarı nüfusuyla Ayvacık ilçesinin en büyük köylerinden birisidir. En büyük özelliği dışarıya çok az göç vermesidir. Köyün deniz tarafında Larissa Antik Kenti yer alır. Köyün verimli ovası sayesinde sebzecilik ve meyvecilik son derece gelişmiş olduğundan köy neredeyse bir marka olmuştur; Çanakkale pazarlarında sebzeler “Kösedere’nin” diyerek satılır. Özellikle, domatesi çok meşhurdur. Kösedere’de birçok ihtiyacınızı karşılayabilir, köprübaşında, dere kenarında bulunan köy kahvesinde, göğe yükselen ağaçların gölgesinde köylülerle sohbet ederken çayınızı, kahvenizi yudumlarken yorgunluk giderebilirsiniz.
Koyunevi
Köyün kayıtlı nüfusu 216 kişi, denizden yüksekliği ise 310 m civarındadır. Otantik bir köy oteli ile bir kahvehane mevcuttur. Küçük baş hayvancılığın yaygın olduğu köyün sahil kesiminde turistik tesislerin olduğu Sokakağzı yer almaktadır.
Korubaşı
Ayvacık ilçesine bağlı Korubaşı Köyü’nün tarihi adı Burgas’dır ve 7 km mesafedeki Assos’ta kurulan Roma-Bizans medeniyetleri ile aynı dönemde burada da yerleşim olduğu tahmin edilmektedir. Köyün şimdiki adı olan Korubaşı ise tahrip edilmeden önce var olan koruluk alanın başlangıcı olarak kabul edilmesinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Köyün kayıtlı nüfusu 442 kişi, denizden yüksekliği ise 285 metre civarındadır. Köyde üç kahvehane, üç bakkal, sağlık ocağı, umumi tuvalet, bir motel ve bir lokanta mevcuttur.
Kocaköy
Ayvacık ilçesine bağlı Kocaköy’ün kayıtlı nüfusu 187 kişi, denizden yüksekliği ise 300 metre civarındadır. Köyde bir kahvehane vardır. Aynı adı taşıyan sahil kesiminde üç tatil sitesi yer alıyor.
Kalafat
1530 Biga Livası Haritası’nda Kalafatlu ismiyle geçen köy aslında Eski Kalafat Köyü’dür. Günümüzde yaşayan köylüler tarafından da yeri bilinen ve Troya Ovası’na günümüzdeki köyden daha yakın olan Eski Kalafat Köyü’nün 1915 Çanakkale Savaşları öncesinde güvenlik nedeniyle terk edildiği düşünülmektedir. Günümüzde Troya Müzesi’nin güneybatısında yer alan Kalafat Köyü ise 1928 yılında gelen Bulgaristan göçmenleri tarafından kurulmuştur.
Geyikli
Ezine ilçesine bağlı Geyikli, Güney Marmara’nın Kuzey Ege ile buluştuğu coğrafyanın batısında, yeşille mavinin kucaklaştığı eşsiz doğal güzelliğe sahip bir tatil beldesidir. Bursa’nın fethinde geyik üzerinde süvari olarak savaşa katılan, sonrasında keşişliği tercih edip İnegöl’e göç eden Geyikli Baba’nın yetiştirdiği öğrencilerinin biri tarafından 12. yüzyılda kurulduğu rivayet edilmektedir. Geyikli Baba’nın mezarı Kemallı Köyü yolu üzerinde yer almaktadır. Zeytin cenneti Geyikli, aynı zamanda Bozcaada feribot seferlerinin yapıldığı Geyikli Yükyeri İskelesi’yle bölgenin önemli bir turizm ve ulaşım merkezidir. Özellikle yaz aylarında oldukça hareketli olan Geyikli’de yeterli sayıda konaklama tesisi ile yeme-içme işletmeleri bulunmaktadır.
Çıplak
Troya Müzesi’nin yaklaşık 300 m doğusunda yer alan Çıplak bölgenin en eski köylerindendir. Köyün içinde yer alan Çıplak Dede mezarının köye ismini veren kişiye ait olduğu söylenmektedir. Birçok köylere ismini veren, elinin emeği ve alnının teriyle dağ başlarında yer açıp yerleşen, bağ ve bahçe yetiştiren ve batıya doğru Türk akınlarının temelini atan dervişler gibi Çıplak Dede’nin de “Kolonizatör Türk Dervişleri”nden biri olduğu düşünülmektedir. 1530 Biga Livası Haritası’nda yer almayan Çıplak Köyü, 1798 tarihli Lechevalier’in haritasında yer almakla beraber kuruluş tarihinin daha eskiye gittiği düşünülmektedir. Ayrıca Troya’yı kazan Schliemann1870 yılında kısa bir süre burada kalmıştır.
Bozköy
Bu köy, 1530 tarihli Biga Livası haritasında yer almaktadır. Bu da köyün bölgede kurulan ilk Türk köylerinden biri olduğunu göstermektedir. Çevrede yapılan araştırmalar köyün yakın mesafelerde birkaç sefer yer değiştirdiğini göstermektedir. Köyde yaşayanlar kendilerini “manav” olarak tanımlamaktadırlar. Türkologlara göre Manavlık, Anadolu’da ilk yerleşik hayata geçen Türkleri tanımlamada kullanılan bir sıfattır. 1930’larda bölgeye gelen muhacirler de köye yerleşmişlerdir.
Bektaş
Ayvacık ilçesine bağlı Bektaş Köyü’nün kayıtlı nüfusu 333 kişi, denizden yüksekliği ise 300 metre civarındadır. Köyde bir kahvehane, iki bakkal mevcuttur. Sivrice Koyu’nun bulunduğu sahil kesiminde ise yaz sezonunda faaliyet gösteren sekiz adet otel ve motel ile çok sayıda restoran hizmet vermektedir. Köyün girişinde çok sayıda antik kuyu ile Roma Yolu’nun izleri görülebilir.
Bademli
Köyün kayıtlı nüfusu 250 kişi, denizden yüksekliği ise 300 metre civarındadır. Köyde iki kahvehane, iki bakkal, bir kafe bulunuyor. Köyden 5 km mesafede olan sahil kesiminde üç motel mevcuttur. Köyün girişindeki benzin istasyonunda ihtiyaçlar karşılanabilir. Troas Bölgesi’nin en eski yerleşim birimi olan ve tarihi M. Ö. 6000’e uzanan Coşkuntepe Tümülüs’ü, köyün 4 km kadar deniz tarafında yer almaktadır.
Alemşah
Akçakeçili ve Alemşah köyleri de Çanakkale’nin en eski ve şirin köylerinden. Alemşah, 1530 Biga Livası Haritası’nda Alemşalu olarak geçmektedir. Akçakeçili’den Alemşah’a doğru yürürken köprünün kara tarafından içeriye doğru iki yüz metre kadar ilerlersek, antik sütunları görme şansımız var. Ancak, belirgin bir yol ve işaret yok. Alemşah köyünün meydanında, baraj yapımı esnasında kurtarılmış bir sütun görme imkânınız da var! Alemşah’ta bulunan ve tarihi eser olarak tescillenen Palamutçu Hüseyin Ağa Konağı eski zamanın ihtişamını ve özgünlüğünü yansıtıyor.
Akçakeçili
Akçakeçili ve Alemşah köyleri de Çanakkale’nin en eski ve şirin köylerinden. Alemşah, 1530 Biga Livası Haritası’nda Alemşalu olarak geçmektedir. Akçakeçili’den Alemşah’a doğru yürürken köprünün kara tarafından içeriye doğru iki yüz metre kadar ilerlersek, antik sütunları görme şansımız var. Ancak, belirgin bir yol ve işaret yok. Alemşah köyünün meydanında, baraj yapımı esnasında kurtarılmış bir sütun görme imkânınız da var! Alemşah’ta bulunan ve tarihi eser olarak tescillenen Palamutçu Hüseyin Ağa Konağı eski zamanın ihtişamını ve özgünlüğünü yansıtıyor.
Dalyan Köyü
Eskiden Dalyan, ufak bir balıkçı köyüymüş. Günümüzde yazlık evleri ve siteleriyle gittikçe büyüyor. Balıkçı tekneleri için korunaklı bir limanı bulunuyor. Günbatımlarını köyden seyretmek civarda bir gelenek. Karşınıza Bozcaada’yı alarak; mendirekten, balıkçı restoranlarından, köyün kahvesinden veya sahilden denizin esintisi eşliğinde, içeceğinizi yudumlarken muhteşem manzarayı seyre dalabilirsiniz.
Gülpınar
Eskiden Külahlı, Kulaklı, Kurali gibi isimlerle anılan köyün adı Cumhuriyet döneminde Gülpınar olarak değiştirilmiş.Volkanik bir plato üzerine oturmuş olması yüzünden, çoğunlukla kayalık görünümündedir. Köyün kuzeydoğu ile kuzeybatı yönleri arasında kalan alanlar jeolojik oluşumlar sırasında bir vadi meydana getirmiştir. Su yönünden zengin olan yöre sebze bahçeleri, zeytinlikler ve meyve ağaçları ile örtülmüştür. Vadi bitiminde sırtlara dek uzanan zeytinlikler ile badem ağaçları devam etmektedir. Babakale ve Assos yolları üzerinde bulunan Gülpınar, turizm tesisleri açısından yeterli sayılabilir.
Çamoba
Kumburun’dan 2.3 km Geyikli istikametinde bulunan Çamoba köyü adını köyün kurulduğu yerde daha öncebulunan geçici veya devamlı bir kır yerleşmesinden alır. Büyük bir olasılıkla bölgedeyaşayan ilk göçer Türk gruplarından biri tarafından kurulmuştur.
Üvecik
Çanakkale – Geyikli yolu üzerinde bulunan köy Ezine ilçesine bağlıdır. Yaklaşık 550 kişinin yaşadığı köyün kuzeyinde Cezayirli Hasan Paşa Köşkü, batısında ise rüzgar gülleri görülebilir. İhtiyaç gidermek için kahvehane, marketler ile kadın ve erkeklerin ayrı olarak yararlanabileceği tuvalet mevcuttur.